Reklam sektörünün başlangıcı, insanoğlunun ticaret yapmaya başladığı çağlar öncesine kadar dayanmaktadır. 15. yüzyılda batıda matbaanın kurulması gazete reklamcılığı devrini başlatmaktadır. Sanayi Devrimi, dergicilik ve radyonun icadı gibi gelişmeler ise reklamın önünü açarak reklamcılığın bir iş kolu olarak gelişmesine zemin hazırlamıştır. 20. yüzyılın başında kurulan Facebook ise reklamı gerçek dünyadan sanal dünyaya taşıyan önemli bir köprü vazifesi görmüştür. Sosyal medyanın altın çağını yaşamaya başladığı 2015 ve sonrasında ise, reklamcılık yeni bir sektör doğurmuştur: Sosyal Medya Danışmanlığı.
Dijital dünyanın sağladığı en büyük fayda, artık insanlara ulaşmak için ferman okutmak, miting yapmak ya da gazete ilanı vermek gibi geri dönüt almanın zor olduğu iletişim yollarını bir kenara bırakarak bugün herkesin içerisinde olduğu sosyal medyanın güvenli ama acımasız dünyasına girerek insanlarla bir araya gelebiliyor oluşumuzdur. Kısa aralıklarla yeni özelliklerin geldiği, trendlerin çok çabuk değişebildiği, kullanıcı kitlenin odağını çabuk kaybettiği Instagram, Facebook, Twitter ve Linkedln gibi sosyal medya uygulamalarını doğru kullanmak, hedef kitleye uygun paylaşım yapmak ve paylaşılan içeriklerden gerekli çıkarımları yapmak günümüzde güç olduğu kadar gerekli bir vazifedir. Sosyal medya danışmanlığı ise bu vazifeyi yerine getirerek hizmet verdiği kişi, kurum ve kuruluş, firma ya da marka için gerekli analizleri yaparak hedef kitleye uygun hikâyeyi ve görseli oluşturup gerekli tanıtımı ve bilgilendirmeyi sağlamaktadır.
Sosyal medya yönetimi, ürüne ve hedef kitleye bağlı olarak geliştirdiği reklam fikrini, günün trendlerine, gündeme, bağlı bulunduğu firmaya, hitap etmek istediği topluluğa ve paylaşım yapılacak sosyal medya platformuna uygun hale getirerek yayınlamayı ve paylaşım yaptığı uygulamadan aldığı dönütlerden hareketle yeni fikirler oluşturarak aynı döngüyü istikrarlı ve kârlı bir şekilde devam etmeyi amaçlamaktadır.
Sosyal medya yöneticisinin hakkında içerik üreteceği firmayı, markayı ya da ürünü tanıması, ürünün hitap ettiği kitlenin belirlenmesine ve bu kitlenin çoğunluğunun kullanmakta olduğu sosyal medya mecrasına uygun içeriğin hazırlanması için önemlidir. Günümüzde her türlü ihtiyaç için farklı sosyal medya platformu kullanılmakta olduğu gibi bu platformları kullanan kişilerin yaş ortalamasının birbirlerine yakın olduğu gözlenmektedir: 2006 yılında dünyaya açılan Facebook, ilk yıllarında gençlerin üye olduğu bir platform iken bu uygulamanın günümüzde orta yaşlı ve yaşlı insanların kullandığı tespit edilmiştir. İlk işlevi haberleşme ve bilgi sağlama olan Twitter ve fotoğraf paylaşma konunda Facebook’un yerini alan Instagram ise başta gençler olmak üzere her yaştan insan hitap etmektedir. ‘İş’ odağında bir araya gelen kişi, kurum ve kuruluşların bir araya geldiği platform olan Linkedln ise genç yetişkin, yetişkin ve orta yaşlı kimselerin vakit geçirdiği bir uygulamadır. Bu bağlamda, sosyal medya yöneticisinin ürettiği içeriği her türlü mecraya adapte edebilmesi ya da o mecraya uygun içerik üretebilmesi gerekmektedir. English Home ve Madame Coco’nun Facebook üzerinden düzenlediği çekilişler, Netflix’in Twitter kullanıcılarına sunduğu arkadaşlık hissiyatı ve Tadım’ın Youtube ve Instagram fenomeni olan Mösyö Taha ile beraber oluşturduğu Instagram gönderileri, belirlenen ürünün hedef kitleye ulaşması için uygun olan platformun kullanılmasına başarılı örnekler sunmaktadır.
Bunu gerçekleştirmek sosyal medya danışmanının, markanın ne amaçladığını bilmeye, pazarladığı ürünü tanımaya, gündemi ve trendleri takip etmeye, hedef kitle ile olan sosyal iletişimin güçlü olmasına ve empati yapabilme gücüne ve gerektiği yerde televizyon ve gazete için hazırlanan reklamı sosyal medya platformlarına adapte ederek uygun platformda paylaşmasına bağlıdır. Markanın tanınırlığı ve bilinirliği, hedef kitle tarafından bağ kurulması ile mümkündür. Sosyal gündemi takip etmek ve çabuk ortaya çıkıp çabuk yok olabilen trendlerden haberdar olmak ve bunları markanın kullanabileceği hale getirmek, sosyal medya yönetimin olmazsa olmazlarındandır.
Yazar: Çiğdem Gürsoy