Kozmetik Cerrahinin Psikolojisi
Kozmetik cerrahi hastalarının psikolojik değerlendirme 1940’lı yıllara dayanmaktadır. Bu araştırmalarda Amerikan psikiyatrik anlayışına göre hastalar çoğunlukla nevrotik ve nartistik olduğu saptanmıştır. Fakat en büyük araştırma 1960 yılında yayınlanmıştır.
Bu araştırmada ilk defa plastik cerrahlar ile psikiyatri uzmanları beraber çalışmışlardır. Onlar cerrahi öncesi uygun olmayan hastaları ve onların mevcut psikolojik tanılarını ve cerrahi sonrası hastaların psikolojik durumlarını araştırmışlardır.
PRE-OPERATRİF PSİKİATRİK İNCELEME
Yapılan çalışmalar klinik ve psikometrik değerlendirme olarak 2 gruba ayrılmıştır.
KLİNİK DEĞERLENDİRME
Çalışmaların çoğu bu klinik değerlendirme ile yapılmıştır. En erken çalışmalarda 98 hastalık bir çalışma idi. Hastalarının % 70 psikiyatrik rahatsızlık olduğunda mevcut olduğu ve bunların çoğunluğunda nevrotik depresyon ve pasif bağımlı kişilik bozukluğu saptanmıştır.
Bu gruptaki çalışmaların metodolojik sorunları mevcuttur. Çünkü klinik değerlendirmenin doğası gereği uniform tanı koyamaz. Bazı değerlendirmecilerin abartma eğilimleri vardır. Fakat tanı ve tanımları nasıl kullandıkları tam kesin değildir. Ek olarak kontrol ve karşılaştırma gruplarının olmamasıdır.
Örneğin; 1993 yılında Napoleon hastaların %70’inde eksen 2, %19.5‘inde eksen 1 sonuçlarını bildirmiştir. Buna rağmen bu çalışma daha sonra geliştirilerek başka tanı yöntemleri kullanmışlardır.
PSİKOMETRİK DEĞERLENDİRME
Bu yöntemle araştırmalarda kozmetik hastalıklarda psikolojik bozukluk daha az bulunmuştur. Bu çalışmada daha çok MMPI (minesota multiphasic personality inventory) kullanılmıştır. Bu yöntemle 50 vakalık fase-lift hastalarında hiçbir psikolojik bozukluk bulunmamıştır. Benzer olarak 10 vakalık breast augmentasyonunda aynı değerlendirme yapılmıştır. Fakat bu yöntemlerle yapılan araştırmalar çok daha azdır ve bu çalışmalarda vaka örneklemeleri daha azdır.
POST-OPERATİF PSİKOLOJİK DEĞERLENDİRME
Kozmetik cerrahinin mevcut psikolojiyi nasıl etkilediği henüz tam belli değildir. Fakat bu konuda yapılan 10 çalışmada; 6’sında psikoloji olarak fayda gördükleri, 2’sinde kötü etkilendikleri, 3’ünde ise değişikli saptanmamıştır. Bu çalışmalar böyle göstermiş olsa da gerçek anlamda hata memnuniyeti ile post-op değişiklikler arasında metodolojik bir çalışma yoktur.