Bedenimiz egomuzun oyuncağı mı?

Dünya savaşları sonrası maksillofasial rekonstrüksiyon operasyonları çok ilerlemiştir. Buradan çıkarılan deneyim ile kozmetik cerrahi uygulamaları düzenli olarak değişmiş-gelişmiştir.

Örneğin; 2003’den 2007 yılına kadar tam 3 kat artarak 32 bin üzerinde kozmetik cerrahi uygulamaları yapılmıştır. Fiziksel görünüşten kaynaklı cazibe günümüz sosyal toplumunda daha önemli olmuştur. Bu yüzden bu artış sürpriz olmamıştır. Güzellik, pazar ekonomisinde vazgeçilmez yerini almıştır. Kozmetik cerrahi dışında kuaför, saç bakımı ve ürünleri, makyaj-kozmetik ürünler, epilasyon, zayıflama, vücut geliştirme, spa, masaj gibi geniş bir alanda hizmet vermektedir.

Bu hizmeti alanlar artık sonuç odaklı olmaktan çıkıp süreç odaklı olmuştur. Onu mutlu eden ilgi alaka, bedenine verilen önem, hizmet aldığı yer, kişi ve beraberinde olduğu kişiler hepsi bu sürecin parçasıdır. Bu sebeple bu kişiler istismara açıktırlar.

KOZMETİK CERRAHİ VE BEDEN

Estetik cerrahi son yıllarda çok ilerleme gösterdi. Bu ilerlemeye rağmen biz kozmetik cerrahlara tanrısal güçler ithaf edilmeye başlandı. Kozmetik cerrahların bekleme salonlarındaki kataloglar, abartılı haberler ve bilim kurgu filmleri kişilerin artık sadece anatomi olmaktan çıkarmış, egonun aksesuarı yapmıştır; işlenecek, yeniden şekil verilecek, anlık design’e tabii tutulacak bir ham maddeye dönüşmüştür.

Bu kataloglarda önce modifiye edilecek beden parçası, sonra da operasyonun sonucu gösterilmiştir. Hasta kendine sunulan müdahale seçeneklerinden, kendi yüzü ya da bedeni için uygun olanı seçeceğini düşünür.

VÜCUT İLE EGO ARASINDAKİ SAPMA

Protezler ile şekillenmiş memeler, gerilmiş yüzler, dolgularla yeniden şekillendirilmiş dudaklar, yağları alınmış karın ve kalçalar, ekilmiş saçlar, deri altına yerleştirilen protezler… Bütün bunlar kişinin vücudu ile egosu arasında ki sapmayı azaltmanın bir yolu olmuştur.

Kozmetik cerrahi, çoğu zaman, toplumların belirlediği görünüm ve gençlik isteklerinin yanı sıra, bedenini değiştirerek yaşam koşulları değişmiş bireylere (boşanma, işsizlik, yaşlanma, bir yakının ölümü, aileden kopma, vs) yardımcı olur. Birey bedenin değiştiğinde hayatını değişeceğini, kimlik-imajının değiştireceğini düşünür.

BEDEN ARTIK KİŞİNİN KADERİ DEĞİLDİR

Beden artık kişinin kaderi değildir; kendi üzerinde ufak tefek tadilatlar yaparak ve bedenini tam da kendi kişiliğini ortaya koyan bireyin el altında bulundurduğu, gerektiğinde sökülebilen oyuncağı olmuştur. Bugün beden bir alter ago’dur, bir ikizdir, bir başka kendidir, ama her türlü modifikasyona açıktır; geçici ya da kalıcı olarak seçilmiş bir kimliğin teşhiridir.

VAROLUŞUN KONTROLÜ

Bedeni şekillendirme duygusu ve isteği sadece kozmetik cerrahi ile sınırlı değildir. Bunlardan biri de dövme ve piercing, vücut geliştirme ve cinsiyet değiştirmeleri de dahildir. Beden kişiliği gösteren bir vitrin olmuştur. Bazı kişilerde bir topluma ait olmayı ve bazı toplumlar da dövmeler dışlanmayı bazılar kişilerde ise de başkaldırmayı ifade eder.

Body Builder’ ben’i bedenin yüzeyinde abartılı biçimde dışa vurulur, kimlik olunabilir kişisel bir üretim olarak kaslarda şekillendirilir. Bu sayede bedeni ele alarak varoluşunun kontrolünü de ele alır.