Bilindiği üzere, genellikle belediyeler yapmış oldukları imar planlarıyla özel mülkiyete sahip taşınmazları kamusal bir amaca (park, otopark, yeşil alan, eğitim tesisi, dini tesis, sağlık tesisi, karakol vb.) tahsis etmektedirler. Bu tahsis nedeniyle hemen yanı başındaki taşınmazlarda imar planına göre yapılaşma mümkün iken, kamusal amaca tahsis edilen bu taşınmazlarda herhangi bir imar ve inşaat faaliyetine izin verilmemektedir. Dolayısıyla mülkiyet hakkının verdiği yetkilerin büyük çoğunluğu kullanılamamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu tip taşınmazların değeri piyasa değerinin çok daha altına inmektedir
Bu tip taşınmazların normalde ilgili belediye tarafından imar planı yürürlüğe girdikten sonra 5 yıl içerisinde kamulaştırılması gerekmektedir. Ancak uygulamada, İmar Kanunu m.10’da yer alan hükmün varlığına rağmen imar planlarında kamu hizmetlerine tahsis edilen taşınmazlar çok uzun sürelerle kamulaştırılmamakta ve bu nedenle taşınmaz maliklerinin mülkiyet hakkı süregiden şekilde kısıtlanmaktadır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na göre, taşınmazına el atılan ve 5 yıl içinde kamulaştırma işlemi yapılmayan malikler, yasanın aradığı şartları yerine getirerek, tahsisin yapıldığı idare aleyhine tazminat davası açabilmekte iken, Kamulaştırma Kanunu'na 2016 yılında eklenen Geçici 11. maddesiyle , imar planı ile yapılaşma hakkı kısıtlanan taşınmazların uygulama imar planının yürürlüğe girmesinden itibaren 5 yıllık süre içinde idarelere dava açılamayacağı hükmü getirilmiştir. Bu kanun değişikliği ile imar planı ile yapılaşma hakkı kısıtlanan taşınmazlar için Ağustos 2021'e kadar ilgili idareye dava açılması engellenmiş bulunmaktaydı.
Bu düzenleme ile kazanılmış hak, geriye etkili yasal düzenleme olamayacağı ilkesi, belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri ihlal edilerek kamulaştırma davaları 5 yıl süre ile askıya alınmıştı. Yapılan bu düzenleme sonrasında idari yargı mahkemelerince hem görülmekte olan davaların hem de yeni açılan davaların reddine karar verilmiştir.
Ancak dava açma hakkını kısıtlayan bu düzenleme bazı idare mahkemeleri tarafından Anayasa Mahkemesi'ne taşınmış ve Anayasa Mahkemesi'nin 28 Mart 2018 tarih E:2016/196, K:2018/34 sayılı kararıyla Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 11. maddenin 1. fıkrası, “Mülkiyet hakkına ancak kamu yararı nedeniyle ve kanunla sınırlama getirilebileceği, getirilen sınırlamanın hakkın özüne dokunmaması ve ulaşılmak istenen kamu yararı ile bireyin sınırlandırılan hakkı arasında ölçülülük ilkesi gereği adil bir denge kurması gerektiği, bir sınırlamanın özellikle ölçülü olduğunun, hakkın özüne dokunmadığının ve demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olduğunun kabulü için temel hakların kullanılmasını ciddi surette güçleştirip, amacına ulaşmasına engel olmaması ve etkisini ortadan kaldırıcı bir nitelik taşımaması gerektiği vurgulanarak, imar planında kamu hizmetine tahsis edilen ve fakat 5 yıl içerisinde kamulaştırılmayan taşınmazlar için tazminat hakkının 5 yıl ötelenmesi, süre nedeniyle malikin uğradığı zararları telafi etmeye ve gidermeye yönelik herhangi bir önlem içermemesi, söz konusu kısıtlılık nedeniyle açılacak davalarda taşınmazı kullanamamaktan kaynaklanan zararların tazminine yönelik bir düzenlemenin bulunmaması ve kısıtlamanın ne kadar zamandır süregittiğini dikkate almaması açılarından maliklere aşırı bir külfet yüklemekte ve kamu yararı ile malikin mülkiyet hakkı arasında gözetilmesi gereken adil dengeyi malik aleyhine bozulduğu” gerekçesiyle, Anayasa’nın 13. ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Ayrıca aynı maddenin, yeni hükümlerin derdest davalara uygulanacağına ilişkin 2. fıkrası da, uygulanma imkanı kalmadığı için iptal edilmiştir. Gelinen son noktada, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonrası, kamulaştırmasız hukuki el atmalardan kaynaklı dava açılması için herhangi bir engel kalmamıştır. Dolayısıyla artık taşınmazı 5 yıldan fazla süredir uygulama imar planıyla kısıtlanan maliklerin idari başvuru sonrası tam yargı davası açarak taşınmazının bedelini alması mümkündür. Bir 5 yıl daha beklemeye gerek kalmamıştır. AYM iptal kararıyla maliklerin 3 yılını kurtarmış hem de kanun koyucunun benzer bir düzenleme yapma olasılığının mülkiyet hakkına ve ölçülülük ilkesine aykırı olacağını teyit etmiştir.
[1] 3191 sayılı İmar Kanunun 10. maddesi, “Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar” hükmü yer almaktadır.
[1] 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun RGT: 25.05.2018 RG NO: 30431 ANY. MAH. 28.03.2018 T. 2016/196 E. 2018/34 K.) iptal edilen Geçici 11. maddesi, “Bu Kanunun ek 1 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında kalan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınma